Çalıştırdığı işçisinden az prim ödenememe şartı – MuhasebeBilgisi.COM İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çalıştırdığı işçisinden az prim ödenememe şartı

5510 sayılı Kanunla 1 Ekim 2008’den itibaren sosyal güvenlik hayatımıza getirilen yeniliklerden birisi de; “aylık prime esas kazancı çalıştırdığı sigortalıların prime esas kazancının en yükseğinin otuz katından az olamaz” şartıdır. Bu şartın, yalnızca gerçek kişi işverenleri için uygulanması gerektiği, yoksa tüzel kişiliği olan şirket ortaklarına da uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uygulamada tereddütler yaşanmaktadır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Prime Esas Kazançlar” başlıklı 80. maddesinin 2. fıkrasında; “…4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
…b) Sigortalı aynı zamanda işveren ise aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamaz. Aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalının otuz günlük prime esas kazancından düşük olduğu tespit edilen sigortalıların aylık prime esas kazançları, tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak, aradaki farkın primi, 89. madde hükümlerine göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir…” hükümleri bulunmaktadır.
5510 sayılı Kanun’da ve bu Kanun’a istinaden çıkarılan yönetmelik, tebliğ ve genelge gibi ikincil mevzuatların hiç birisinde, 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesinde yer alan ve “çalıştırdığı işçisinden az prim ödenmemesi” şeklinde özetleyebileceğimiz şartın, şirket ortakları için uygulanıp uygulanmayacağı hususunda açık ve net bir yazılı hüküm bulunmamaktadır.

Gerçekten de, 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesi ikinci fıkrası (b) bendinde yer alan; “sigortalı aynı zamanda işveren ise” ibaresindeki “sigortalı” ve “işveren” kelimeleri kanun koyucu tarafından bilerek konulmuştur. Çünkü, şirketlerin tüzel kişiliğinin 5510 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olması mümkün değildir. Şirketin ortakları şirkete ortaklıklarından dolayı 4/b sigortalısı olurlar. Şirketlerde işveren ortaklar değil, şirketin hükmü şahsiyeti yani tüzel kişiliğidir. Bu nedenle, bazı sosyal güvenlik il müdürlüklerinin şirket ortakları için “çalıştırdığı işçisinden az prim ödenmemesi” kuralını uygulamaları yanlış ve düzeltilmesi gerekir.

Her ne kadar 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesi ikinci fıkrası (b) bendinde, şirket ortaklarının “çalıştırdığı işçisinden az prim ödenmemesi” şartından istisna tutulacağı yer almamışsa da, kanun metninde yer alan “sigortalı aynı zamanda işveren ise” ibaresi, şirketin tüzel kişiliğinin sigortalı olamayacağının dolaysıyla bu hükmün yalnızca gerçek kişi 4/b sigortalısı işverenleri için uygulanması gerektiğinin zımni bir şekilde kabulüdür.

5510 sayılı Kanun’un 80. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ve “çalıştırdığı işçisinden az prim ödenmemesi” kuralı sadece,  yanında işçi çalıştıran ve 4/b sigortalısı olan gerçek kişi işverenleri için geçerlidir. Şirketlerde işveren şirketin tüzel kişiliği olduğu için şirket tüzel kişiliklerinin sigortalı olması mümkün değildir.

Vakkas DEMİR
Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi
Yaklaşım / TEMMUZ 2010 / Sayı: 211